türkiyenin en büyük 4yüz fanı
  4 yüz röpörtajları
 


Grup sözcüsü olarak Gülnur ile görüşüyoruz.
-Evet
Öncelikle 4 Yüzün gözünde Eurovision nedir ve ne kadar önemlidir?
-Bizim için çok önemli, Türkiye'nin dışında Türkiye'yi temsil etmek ve diğer ülkelerde de kendi dilimizi olabilir İngilizce de olabilir kendimizi göstermek ve daha doğrusu hem dans edip hem show hazırlayıp hemde Türk motifleriyle belki süsleyip parçalarımızı bunları yurt dışındaki dinleyicilere ve izleyicilere göstermek bizim için çok büyük bir artı
Genel olarak 2008 de Eurovisiondan beklentileriniz nelerdir.
-Sanırım Sertab'ın ve onun peşinden Athena hatta K.Doğulunun devam ettirdiği başarıları daha arttırıp üst seviyelere çıkarmak yine sertab gibi 1.likler kazanmaktır.
2002 de Eurovisiona gittiğinde yaşadıklarını ve duygularını bizimle paylaşırmısın?
- Tabii çok büyük bir mutluluktu, çok büyük bir keyifti.. Daha ilk konservatuara girişimde böyle bir teklif geldi zaman hiç düşünmedim. Çünkü Eurovision o zaman da benim için çok önemliydi ve takip ettiğim birşeydi. Parçayı duyduktan sonra ve zaten grup olarak Grup Safir ve Buket Bengisu katılmıştık eurovisiona. Grup arkadaşlarım da okuldan arkadaşlarım dı konservatuarda muzikal bölümden. Hep birlikte gittik, arkadaş olarak yine bir bağımız vardı. Çok keyifliydi, Türkiye'de 1. olduktan sonra Türkiye'yi temsilen Estonya'ya gitmek falan inanılmaz gurur ve onurdu bizim için.. Ordaki organizasyonların içinde Türkiye olarak bulunmak çok büyük bir gururdu.. Çok keyifliydi.. İnanılmaz bir deneyimdi yani o sahneye çıkmak süper bir duyguydu...
Trt den bu yıl veya önümüzdeki yılla ilgili beklentileriniz nelerdir. bir teklif beklif bekliyormusunuz?
-Olabilir, neden olmasın zaten onların vereceği bir karar, bizim de tabi çok iyi hazırlanmamız gerek böyle birşey gelirse bize. Vallahi bilmiyorum, bekliyoruz aslında.. Gittiğimiz röportajlarda da, programlarda da en son TRT FM'e çıktığımız da sen de biliyorsun Eurovisionla ilgili konuştuğumuz oldu ve sonrasında da çok isteklilerdi TRT FM ailesi olarak da çok istediler "Umarız böyle birşey çıkar TRT'den de size teklif gelir." diye.. Vallahi şu anda bekliyoruz, eğer olursa ne güzel olur
Burdan da duyurmuş olduk
-Evet burdan da duyurduk, siz de çok sevinirsiniz, fanlar da çok sevinirler, biz de çok mutlu oluruz. Daha çok insana ulaşma şansımız olur bizim için çok güzel olur. Neden olmasın
1. olmak istersiniz tabikide. Peki şarkı ve performans nasıl olur?
-Herkes bunu söyler herhalde, herkes 1. olmak ister bir kere.. Biz de isteriz tabiki ve eğer öyle birşey olursa bunun için çalışırız öncelikle. Bunun için büyük bir emek harcanır, çok güzel kostümler yine showlar ve danslar ve çok vokalli hepimiz şarkı söylediğimiz için bol vokalli ve gümbür gümbür inletecek bir parça buluruz herhalde
Bilmiyorum, inşallah bizim isteğimiz 1. olmak olur...
Peki Eurovision'da dil sizin için önemli mi?
-Önemli.. Şimdi biz gittiğimizde mesela Eurovision'a hem Türkçe hem İngilizce (Yarı İngilizce, yarı Türkçe) söylemiştik şarkıyı ve benim gördüğüm ordaki izlenimimden İngilizce ordaki bütün ülkelerde zaten artık ana dil gibi olduğu için herkes eşlik edebiliyor ve herkes anlıyor ne demek istediğini, sadece enerji, duygusundan çok ne demek istediğini anlıyor karşındaki insan. Tabi ki dilimizi kullanmak bunu göstermek çok büyük birşey ama İngilizce'nin bir artısı var...
Bir eurovision şarkısını coverlemek isteseniz bu hangi şarkı olur??
-"Everyway That I can" aklıma kazındığı için
Peki Eurovision'daki favori yılınız hangisi?
-Şimdi kendim desem kötü olur )) Yok 2002
En beğendiğiniz Eurovision sahnesi?
-Türkiye'de yapılan Eurovision sahnesi bence muhteşemdi. Bizim gittiğimiz Estonya'da bulunduğumuz o sahneden çok daha güzel, canlı, renkleri ve sahne atmosferi süperdi... Benim izlediğim kadarıyla, benim görüşüm öyle...
En iddalı Türkiye adına yarışmış şarkı hangisi "Everyway That I can"'den sonra
-Güzel bir soru Dönemine göre bence "Dinle" çok güzeldi... Yani o zamana göre Türkiye'nin öyle başarı kazanması bence, yani aklıma gelen şu anda o
Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için Teşekkür ederiz...
MUHABİR:grubu kim kurdu?
ONUR:ben kurdum(gülüşürler)
MUHABİR:gençler sizi neden bu kadar çok seviyor?
GÜLNUR:seviyorlarmı?(gülerler gene)
DİDEM:enerjik parçalarımızdan olmalı
MUHABİR:giyinme tarzınız nedir?
İLKAY:kapşonlu spor bol ve düşük bel pantolon bunun gibi
DİDEM:ben herşeyi takıp takıştırırım grubun en kokoşu benim
MUHABİR:en çok kim ilgi görüyor?
ONUR:valla bütün tepkiler kızlara
İLKAY:cafeye gidiyoruz bir masaya oturuyoruz herkes kızların başına üşüşüyor bizde bekliyoruz belki bizi farkederler diye
DİDEM:kesinlikle yalan(gülüşürler)hepimize eşit tepkiler veriyorlar
MUHABİR:ayrılırken söylemek istediğiniz bir şey varmı?
ONUR:bizi izlemeye devam etsinler sizi çok seviyoruz

4 Yüz, beşinci klibini "Ne Senle, Ne Sensiz"e çekti. Konserlerine devam eden grup bir de ikinci albüm çalışmalarına başladı. Grup üyeleri, bu yoğun çalışma temposunda, kendilerine vakit ayıramasalar da hallerinden şikayetçi değiller.

4 Yüz son zamanlarda neler yapıyor?

Durmadık, beşinci klibimizi de "Ne Senle Ne Sensiz" adlı parçamıza çektik. Bu sefer animasyon kullanmadık. Süleyman Yüksel çekti yine... Daha duru ve sade bir klip istedik, öyle de oldu. İlk defa yorulmadan bir klibi tamamladık.

Albümün yarısına klip çektiniz zaten, devamı gelecek mi?

Açıkçası Süleyman Yüksel’le çalıştığımız sürece bütün şarkılara klip çekebiliriz.

Başlarda fanlarınız, Günnur ve Didem’i kıskanıyordu. Hálá devam ediyor mu bu durum?

Yok, artık bizim sadece dost olduğumuzu anladılar. Birçok hayranımızla konuşuyoruz sitemizden ve onların sorularına cevap veriyoruz.

En çok neyi merak ediyor hayranlarınız?

Şu sıralar en çok konuşulan, Eurovision’a katılıp katılmayacağımız... Biz konuya çok sıcak bakıyoruz. Bir de bizi çok düşünüyorlar. Mesela bazıları 12 yaşında olmalarına rağmen, "Sıkı giyinin, hasta olmayın" diyor. Bir anne gibi sahipleniyorlar bizi... Bu çok güzel bir duygu. Hatta anneler gününde annelerimize mesaj atıyorlar, doğum günlerimizde inanılmaz çalışmalar yapıyorlar. Daha yeni bir grup olmamıza rağmen hemen benimsediler. Kıyaslamalar ve önyargılar da ortadan kalktı. Artık bizim neyi, nasıl yaptığımızı biliyorlar.

Aklınızda kalan, size göre en iyi konseriniz hangisiydi?

Kıbrıs’ta verdiğimiz konser... Engelliler yararına bir konserdi bu. Hatta şöyle söyleyelim, konserden elde edilen gelirin tamamı Spastik Gençler için yapılan bir rehabilitasyon merkezine bağışlandı. 1500 kişilik bir salon olmasına rağmen 3000 kişi vardı ve hep bir ağızdan söyledik şarkılarımızı...

Sahnede dans edip şarkı söylemek zor değil mi? Playback mi yapıyorsunuz?

Hayır. Dans performanslarımızın üstüne canlı okuyoruz biz sahnemizde... Bunun için de çok çalışıyoruz.

Albüm çıktığı zaman kendinize vakit ayıramaz hale gelmiştiniz, şimdi bu koşturmacaya bir de konserler eklendi. Nasıl başa çıkıyorsunuz?

ÆGünnur: Otomatiğe bağladık.

ÆDidem: Tek okullu olan benim ve sınavlarım olduğu zaman çok zorlanıyorum. Bir de benim okuduğum bölüm gereği sürekli çizim yapmam ve yaratıcılığımı göstermem gerekiyor. Benim açımdan bu zorluk var.

ÆOnur: Biz alıştık bu yoğun tempoya, ama genelde Didem’i bekliyoruz. Mesela okumalarımız varsa, biz yapıyoruz, Didem okuldan sonra gelip devam ediyor. Böylece dengeliyoruz.

Æİlkay: Daha zorlanacağımız, yoğun olacağımız günler de gelecek aslında...

Ne gibi bir dönem bu?

İkinci albüme hazırlanıyoruz, yurtdışı konserlerimiz var. Bunların hepsi birleştiği zaman çok daha yoğun bir dönem olacak. Ama sonuçta işimiz bu ve severek yaptığımız bir iş... 
 


Türk pop müziği Temel Zümrüt sayesinde bir band gurup daha kazandı, iki çıtır delikanlı ve iki çıtır kızdan oluşan bu gurup pop ve R&B soundunu albümlerinde ustaca birleştirdiler.

4 Yüz grubu kimden oluşuyor?

İlkay 1983 İstanbul doğumluyum (oğlak), Gülnur 1982 Almanya doğumluyum (yengeç), Onur 1983 İstanbul doğumluyum (terazi), Didem 1986 doğumluyum (yengeç) en küçükleriyim.

4 Yüz grubu nasıl oluştu?

Birbirimizi tanımıyorduk öncelikle. 3 ümüz (Didem, Onur ve ben Gülnur) İstanbul Üniversitesi Müzikal Bölümünde eğitim aldık ama tanışmıyorduk. Bu albüm aşamasında 1,5 sene birlikte çalıştık, jingle box müzik tarafından çıktı albüm.

Nasıl bir araya geldiniz?

Yapımcılarımız Süleyman Yüksel ve Temel Zümrüt konservatuar hocalarımıza ulaştılar, hem şarkı söyleyen hem dans edebilen öğrenciler lazım demişler, hocalarımızda bizi önerdiler, böylelikle elemelere geldik. Çok kalabalıktı seçmeler ve biz çıktık o seçmelerden.

4 Yüz İsmini nasıl oluşturdunuz?

Herkes değişik fikirler söylüyordu, bende (Onur) 4 Yüz'ü buldum. Akılda kalıcı olması önemliydi, Türkiye için değişik bişey olduğunu düşünüyorum çünkü 2 kız 2 erkek olarak grup ilk kez oldu, piyasa için 4 tane yeni yüz diye düşündüm ve arkadaşlarımda bu ismi onayladı ve oldu.

Albümü hazırlarken neler yaptınız? Temel Zümrüt çok iyi vokal koçluğu yapmıştır eminim.

Temel abi bu konuda en yetenekli, sabırlı, vokal konusunda ufku çok geniş bir insan. Bu konuda bize çok faydası oldu tabiî ki.

Sonra konsept üzerinde mi çalıştınız?

Konsept falan tüm proje hazırdı aslında, bize göre daha da şekillendi. Biz sadece stüdyoya girdik ve okuduk. İlk gittiğimizde 4 şarkımız bile hazırdı ("Dandini", "Kız Kıza", "Yalvartma", "Vah Vah"). Sonrasındaki şarkıları hep birlikte seçtik.

Heyecanlandınız mı peki, birden okulda okurken tüm hayatınız değişti sayılır. Hayalleriniz neydi bu proje olmasaydı?

Hepimizin ayrı ayrı tabi ama ortak olarak müzik vardı sonuçta, şarkı söylemek, albüm yapmak. Bu proje de bizim için bir şansı, çok kısa zamanda hayallerimize kavuştuk. 4 ayak üzerine düştük yani çabalasak bu kadar yapamazdık diye düşünüyoruz. Hepimiz hayatımızdan çok mutluyuz.

"Dandini" şarkınız eski bir ninni, ilk dinleyince ne hissettiniz, ne tepkiler aldınız?

Çok keyifli, çok sıcak geldi bize. Vokal çalışmalarına başlayınca çok keyifliydi çünkü onda çok fazla vokal örgüleri olduğu için. Herkes şurasına da şunu yapıyım diye stüdyoya dalıyordu artık içinden çıkamaz olmuştuk neredeyse ve pek çok vokal yerinide attık. Ses tonlarımızda birbirine uygun du tesadüfen, o konuda da şanslıydık.

Grup Müziğinin avantaj ve dezavantajlarını biliyor muydunuz, yenimi öğreniyorsunuz?

Konservatuarda da hep grup olarak çalışmalar yaptığımız için biraz bilgimiz vardı aslında. Çok güzel bir paylaşım söz konusu. Birbirimize hep destek veriyoruz, çok mutluyuz. 4 ayrı ses ve 4 ayrı karakter bir araya gelince tabi zorluklarda yaşanıyor ama 4 Yüz grubunda biz bunu çok tatlı bir kıvama getirdik, dezavantajı da avantaja çevirebildik biz. Çok iyi anlaşıyoruz. Ayrılmayı hiç düşünmüyoruz.

Müzik türünüzü nasıl adlandırıyorsunuz?

R&B Pop diyoruz. Albümde çok farklı soundlar var aslında. Rock var, etnik Türk ezgiler var, pop var ama asıl R&B Pop.

Birde canlı performans özelliğiniz var sizin, hemen her yerde şarkı söyler misiniz, yoksa sadece keyfiniz gelince mi şarkı söylersiniz?

Söyleyin denildiği anda söylüyoruz her yerde, ama tabi bizim hedefimiz konser ve show yapabilmek. Canlı söylemek, özel kostümlerle dans etmek, görsel şölen haline getirebilmek. Çıktığımız programlarda da canlı söylüyoruz ki bu özelliğimizi görsünler diye.

Eurovisiona katılmak ister misiniz?

İsteriz tabi. Ben daha önce bi kez katılmıştım zaten (Gülnur). 2002 yılında Sertab Erener'den önce grup safir adında gitmiştik Estonya'ya. Gittik ve 15. olmuştuk. Yarı Türkçe yarı İngilizce söylemiştik. Ben orda grup ta vokaldim. Çok keyifliydi, tekrar gitmek isterim.

Cd nize gelecek olursak, multimedya bir cd. Temel Zümrüt'ün fikrimiydi?

Evet. Cd mizi taktıklarında ilk klipimizi de izleyebiliyorlar. Ayrıca fotoğraflarımız ve wallpaper da var. Sadece şarkı yok yani cd de alıp görsünler.

Kısa zamanda 3 klip çektiniz galiba, daha da klip gelecek mi?

Evet. İlk klip "Dandini", 2. "Kız Kıza" ve en son "Salla"ya klip çektik. 2-3 klip daha olacak galiba.

Çok teşekkür ediyorum, çok neşeli başarılı bir grup, yolunuz açık olsun. Dinleyicilerinize son sözünüz var mı?

Albüm alın fanlarımıza çok teşekkürler, maillerini bekliyoruz, zaten orda hepimizin ayrı ayrı maillerimizde var. Size de çok teşekkür ediyoruz. 





Müzik dünyasının "4yüz"ü, üretici ve yenilikçi olmaktan asla vazgeçmemek kararında
Hedef "Grammy"

Türkiye'de dans ederek canlı performans gösterebilen tek grup olduklarını öne süren "4yüz", müzikteki gelecekleri için iddialı. Grup kendini dünyanın en büyük ödülünü kazanmaya adamış durumda




Ünlülerle söyleşi sayfamızın bu haftaki konukları, müzik listelerine hızlı bir giriş yapan 4 yetenekli genç... Samimi, kıpır kıpır ve neşeli tavırlarıyla, büyük küçük herkesin dikkatini çeken, hayatları müzik ve dans olan "4Yüz"...
Çıkış parçaları "Dandini Dandini Dastana" ile yaz 2007'de adeta yeri göğü inleten genç yeteneklerin en büyük hayali yurtdışına açılmak ve çok başarılı olmak... Didem, Onur, Gülnur ve İlkay'dan oluşan grup ile, müziği, albümlerini, hayallerini, projelerini ve modayı konuştuk:

KONSERVATUVARLI
* 4Yüz'ü ayrı ayrı tanıyarak başlayalım...
ONUR: Tabii... 1983 doğumluyum. Yıldız Teknik Üniversitesi Modern Dans Bölümü son sınıf öğrencisiyim. Daha önce İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda müzikal eğitim aldım.
GÜLNUR: 82 Almanya doğumluyum. Müjdat Gezen Batı Müziği Bölümü ve İstanbul Üniversitesi Müzikal Bölümü'nde eğitim aldıktan sonra aynı üniversitenin tiyatro bölümünü kazandım ve bu sene mezun oldum.
DİDEM: 1986 doğumluyum. Müziğe 10 yaşında piyano çalarak başladım, aynı zamanda tiyatro dersi aldım. Yeditepe üniversitesi İtalyanca Sanat ve Tasarım Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim.
İLKAY: .... doğumluyum. Müziğe küçük yaşlarda gitar eğitimi alarak başladım. Daha sonra buna piyano ve şan eğitimi eklendi. Okullardaki solistlik deneyimlerimin yanı sıra birçok müzik grubunun solistliğini de yaptım. MSM Hafif Batı Müziği Bölümü mezunuyum.

BÜYÜK BİRLEŞME
* Grup kurma fikri nasıl oluştu?
GÜLNUR: 4Yüz'ü yaratmak Temel Zümrüt ve Süleyman Yüksel'in fikriydi. Bizi bu projeyle buluşturup öneren ise konservatuar hocalarımızdı.
* Grubun adın neden "4Yüz"? İsim annesi ya da babası kim?
ONUR: İsim babası benim. (gülüyor) Neredeyse albüm tamamen bitmişti ve hala bir isim düşünmemiştik. Ben bir gece oturdum ve bir sürü isim düşündüm. Tuhaf olan ilk düşündüğüm isim "4Yüz"dü. Sonraları birçok isim arasından yine ilk düşündüğüm isme dönmüş oldum. Çünkü hem akılda kalıcı hem de ilk duyulduğunda "Aaaaa ne tuhaf!" dedirtecek bir isim olsun istiyordum. Arkadaşlarıma sunduğumda hepimiz ısındık ve "4yüz" olmaya karar verdik. Her birimiz diğerinin bir parçası olmalıydı, bizler birbirimizin diğer yüzleriyiz.

FARKLI TARZ
* Batılı ve vokale dayalı şarkılar ve görselliğin ön planda olduğu modern bir tarz... "Dandini dandini dasdana" içinize sinen bir albüm oldu mu?
DİDEM: Kesinlikle oldu. Çünkü senin de dediğin gibi çok Avrupai ve iyi bir vokal örgüsüne sahip... Şu anda yurt dışında bütün büyük sanatçılar şarkı söyleme dışında görselliğe, şova çok önem veriyor. Maalesef bu Türkiye'de çok yaygın bir şey değil. O yüzden bir ilk yarattığımızı düşünüyoruz. Çünkü hem canlı şarkı söylüyoruz hem dans ediyoruz hem de kostümlerimizi değiştiriyoruz. Yani kulak göze de hitap ediyoruz.

AYRILMAZ İKİLİ
* Müzik ve dans sizin için ne ifade ediyor?
İLKAY: Bence müzik ve dans birbirinin tamamlayıcısı. İkisi birleştiğinde sunum kesinlikle daha iyi oluyor.
GÜLNUR: Müzik benim aşkım... Çok mutluyum çünkü severek yaptığım bir işim var. Dans etmekten de çok keyif alıyorum. Yaptığımız işte dans, görselliğe estetik ve enerji katmak için kullandığımız zevkli bir araç ama, asıl yaptığımız tabii ki şarkı söylemek..
ONUR: Hayatım dansla geçti. Dans bölümü okumamdaki en büyük etken buydu. Hep böyle bir albümün hayalini kurdum. Müzik olmadan dans olamadığı gibi bana göre dans olmadan da müzik yavan kalıyor.
DİDEM: Benim için ikisi de çok önemli çünkü sevdiğim iki şeyi aynı anda yapıyorum! Bundan ötesi var mı? (gülüyor) Ben dansçı değilim ama inanın çok çalışıyoruz her şeyden önce işimize çok saygı duyuyoruz. İnsanlar da ne kadar çalıştığımızı anlayınca taktir ediliyoruz.

İZ BIRAKMAK

* Kalıcı olacağınızı düşünüyor musunuz?
ONUR: Kalıcı olmak için yenilikçi ve üretici olmak gerekiyor. Bu anlamda şimdiden Türkiye için hiç yapılmamış sahne showlarına imza attık.. Hem dans eden hem canlı söyleyen bir grup, Türkiye'de ilk kez gerçekleşti. Ve bunlar daha başlangıç.
* 4Yüz'ün en büyük hayalini sorsam?
İLKAY: İdeal bir grup olup dünyaya açılmak.
DİDEM: Benim hayalim çok güzel bir alanda konser vermek. Dansçıların olduğu, inanılmaz bir dekorun olduğu... Tıpkı Madonna'nın konserlerindeki gibi bir akış ve etkinin yaratıldığı... Hayalim bununla bitmiyor, yurt dışına açılıp Türkler'in neler yapabileceğini göstermek istiyorum.
GÜLNUR: En büyük hayalimiz Grammy almak. Bunu hepimiz çok istiyoruz.
ONUR: Muhteşem bir konser vermek ve Türkiye'de de yurt dışında örneklerine rastladığımız türden sahne showları yapıp gelecekte dünya çapında şöhret olmak.

OYUNCULUK ÜZERİNE
* Oyunculuk için ne düşünüyorsunuz?
İLKAY: Oyunculuk ve diziler artık müzik sektörünün neredeyse parçası haline geldi ve bence gayet de iyi oldu...
GÜLNUR: Ben zaten oyunculuk bölümü mezunuyum ve Yıldız Kenter gibi bir ustanın öğrencisiydim. Tiyatro ve oyunculuk ayrı bir keyif. Bize uygun, içimize sinen bir proje olursa neden olmasın, zevkle kabul ederiz.
ONUR: Biz sadece dans ya da şan eğitimi almış bir grup değiliz. Hepimizin en çok ilgilendiği alan müzik olsa da sanatın her alanında yetiştirildik. Fakat farklı branşlarda ihtisas yaptık. Bu anlamda elbette ki oyunculuk adına da bir şeyler yapmayı düşünüyoruz.
DİDEM: İyi bir projeyle karşılaştığımız zaman büyük bir zevkle oynamayı kabul edeceğiz. Bu müziğimizi hiçbir şekilde etkilemez.

HAYATA DAİR
* Müzik dışında hayatınızı neler süslüyor?
ONUR: Ben biraz hiperaktifimdir. (gülüyor) Pek yerimde duramam. Terazi burcu olduğumdan genelde çabuk karar verir ve çabuk vazgeçebilme riskine dayanarak hemen hayata geçiririm. Biraz da fazla takıntılıyım. Mesela şu aralar Lost ve Heroes dizilerine taktım kafayı. Gece gündüz hayatımı bu diziler dolduruyor. Hatta grup arkadaşlarım bundan şikayetçi. Çünkü boş zamanlarımızda ortak plan yapmaya çalıştıklarında "dizi izliyorum" deyip onları ekince sinir oluyorlar.
İLKAY: Teknoloji... (gülüyor)
GÜLNUR: Ben tam bir kitap kurduyum. Sinema, tiyatro ve konsere gitmek ve tabii ki spor yapmak en büyük zevklerim.
DİDEM: Ailem ve dostlarımla vakit geçirmeyi çok severim, vakit buldukça sinemaya, tiyatroya ve konserlere gitmeyi ve alışveriş yapmayı da...
* Birbirinize taktığınız isimler var mı?
GÜLNUR: Olmaz mı? Didem prensesimiz; İlkay harika çocuğumuz; Onur yakışıklımız; ben de melekleriyim.

Sahne için stil danışmanları var
* Modayı takip eder misiniz?
ONUR: Ben hiç takip etmem. Genelde moda olan şeyler, moda takıntısı olan herkesin üstünde olur. Ben genelde eşofmanlarımla gezerim. Onun dışında da bol pantolonlar ve dar tişörtleri tercih ederim.
İLKAY: Ben de pek takip etmem. Daha çok salaş ve spor kıyafetleri seviyorum.
DİDEM: Ben hem giymeyi hem de kıyafet tasarlamayı çok severim. Bana yakışan ne olursa giyerim... Spor ama şık giyinmek tercihim.
* Ya sen Gülnur?
GÜLNUR: Ben kesinlikle modayı takip ederim... Ama moda bu diye aynı tip şeyleri giyinmeyi sevmem. Kendim yaratırım, öylesi daha çok hoşuma gidiyor..
* Sahne kıyafetleriniz oldukça dikkat çekici? Özel bir stil danışmanınız var mı?
ONUR: Her şeyimiz plan ve program dahilinde işliyor. Elbette ki bizim için düşünen stil danışmanlarımız var, başta Süleyman Yüksel olmak üzere... Sahnede kostümün çok önemli olduğu kanısındayız. Bu anlamda özellikle Didem'in fikirleri bizi çok yönlendiriyor. Çünkü o tasarım alanında eğitim alıyor. Hepimizin fikirleri alınarak kostüm için de özel çalışmalar yapılıyor..

Alışverişi seviyorlar
* Giyimde takıntılarınız var mı?
ONUR: Takıntılı değil belki ama çok kararsızımdır. Bugün aldığımı ertesi gün beğenmem mesela...
İLKAY: Dar gömlekler ve bol pantolonlar...
GÜLNUR: Ayakkabılar... Bayılırım ayakkabı almaya.
Topuklu giyinmeyi çok severim. Yalnız boyum uzun diye bazen rahatsız olurum...
DİDEM: Aşırı dekolteyi sevmem, onun dışında bana yakışan her şeyi giyerim.
* Alışverişle aranız nasıl?
ONUR: Berbat... (gülüyor)
İLKAY: Bir erkeğe göre oldukça iyi... (gülüyor)
GÜLNUR: Alışveriş canavarı değilim öyle saatlerce mağaza mağaza dolaşmayı sevmem. Alacaklarımı belirler toplu alışveriş yaparım.
DİDEM: Ben tam bir alışveriş canavarıyım! (gülüyor)

 
 
 
  Bugün 20 ziyaretçi (59 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol